Buz Dağı
Sınıfın kapısından içeri girdim ve sırama doğru yürümeye başladım. Sınıfın bir kısmı kendi aralarında fısıldaşıyor diğer bir kısmı ise ilk defa gördüğüm bir kızın etrafına toplanmış sorular eşliğinde sohbet ediyorlardı.
Uzun siyah saçlarını yukarı toplamış ve yüzündeki hafif tebessümle diğerlerinin sorularını cevaplıyordu. Uzun boyu ve dik duruşu ile farklı bir havasının yanında içinde bir yerlerde tuttuğu kaygıyı seziyordum.
Yanına gidip gitmemek arasında kalmıştım. Ben gidene kadar arkadaşlarım bana seslenmiş ve yanlarına çağırmışlardı. Elimi uzattım ''Merhaba. Sınıfımıza hoş geldin.'' dedim. Şaşırmış bir ifade ile konuşmaya başladı.''Merhaba benim adım Zeynep. Geçen sene bu okuldaydım ama özel bir nedenden dolayı okulumu değiştirdim ve şimdi geri geldim fakat seninle hiç tanışmamıştık. Yeni mi geldin?'' dedi. ''Evet,bu senenin başında geldim. Bende yeniyim.'' diyerek gülümsedim.
Zaman geçtikçe daha çok anlaşmaya başladık ve bir sürü ortak noktamızı bulduk. Ailelerimizin eski dostluklarından ilgi alanlarımıza kadar ortak yönlerimiz say say bitmiyordu. Kimi zaman okul çıkışlarında buluşup beraber ders çalışıyorduk.
Bir süre sonra fark ettim ki sınıfta kimse Zeynep'den hoşlanmıyor aksine laf sokup, kavga çıkarmaya yer arıyorlardı. Okula geldiğimden beri beni yalnız bırakmayan en yakın iki arkadaşlarım bile ondan uzak durmam için beni zorluyorlardı. Bir başkası olsaydı belki de uzaklaşır ya da arkadaşlığını keserdi fakat bana göre bunu yapmak için yeterli sebebim yoktu. Bana hiç zarar vermemesinin aksine artısı olan bir kızdı ve diğerlerinin neden onunla anlaşamadığını ve konuşmadığını anlayamıyordum.
Düşündükçe kafamda büyük boşlukların olduğunu fark ettim. Bir grup insan bir kıza karşı cephe almış ve hiç taviz vermeyecek şekilde dışlıyorlardı. Artık nedenini öğrenmenin vakti gelmişti çünkü yavaş yavaş bende bu çatışmanın içine sürükleniyordum. Duruma baktığımızda bir zorbalık söz konusuydu ve ben görmezden gelen olamazdım.
Onunla görüşmemi istemeyen arkadaşlarım bir süre sonra ısrar etmeyi bırakıp yanımdan ayrılmamaya başladılar. Sanki ellerinden her an kayıp gidecekmişim gibi davranıyorlardı. Zeynep ile gayet güzel anlaşıyorlardı fakat sınıftaki diğer kişilerin karşısında ben bile onları tanıyamıyordum.
Zeynep'e ve diğerlerine geçmişte neler olduğunu sordum ve iki tarafı da dinledim ama hepsi aynı şekilde anlatıyordu. Hepsi anaokulundan beri aynı sınıftalarmış ve çok iyi anlaşırlarmış fakat zamanla Zeynep ve sınıftaki bir kızın arası açılmış. Yıllar geçtikçe aralarında ki buz erimemiş ve küçük bir tartışmadan çıkan alev ile herkes Zeynep'e sırt çevirmiş. Bunun üzerine okulunu değiştirse de orada da yapamayıp geri dönmüş. Herkes bu kadar olduğunu söylese de içlerindeki nefret konunun bu kadar olmadığını haykırıyordu.
Son zamanlar tartışmalar artmıştı, hatta müdür yardımcısının yanına bile gitmişlerdi. Benim kıyılarım da ise işler çok farklıydı. Arkadaşlarım Zeynep ile konuşmama bile tahammül edemiyorlardı. Biri yanımdan ayrılmayıp Zeynep ile beni yalnız bırakmamak için uğraş verirken diğeri Zeynep hakkında ileri geri konuşup ortamı geriyordu.
Dönemin bitmesine daha iki ay vardı. Ne yazık ki bu okulda sadece geçici olarak kalacaktım ve sürem bitiyordu. Eğer iki ay için de düğümler çözülmezse hayatıma yarım kalmış dostluklar ve gerçeklerle tamamlayacaktım. Oysa yarım kalan bir şey tamamlanmadıktan sonra peşini bırakmazdı.
Zaman çabuk geçmişti. Bunun farkına yeni varan Zeynep son zamanlarda fazla durgundu. O da farkındaydı bazı şeylerin değişmesi gerektiğinin çünkü tek dostu da iki aya kalmaz gidecekti. Her günün sonunda her halinden bu gerçekle yüzleşmesinin ona acı verdiğini anlıyordum. Artık karşısında sadece yılların kavgası, gürültüsü kalacaktı. Bu onun düşünmesini sağladı. Nedeni neydi gerçekten bu gürültü patırtının? Saymaya başlasa sabah olurdu ama ona asıl nedeni lazımdı. Düşündü... Hep derler ya "Hatayı biraz da kendinde ara." haklılardı bir kısma. Ne zaman sınıftan biri ona laf atsa cevap vermişti. Soğuktu, kibirliydi onlara karşı. Birinde bir kusur bulduysa herkesi o kefeye koymuştu.
Kararını benimle paylaştı. Artık buzları eritmenin vakti gelmişti. Kısa zamanda edindiğim bu güzel dostumun sonuna kadar arkasındaydım. Diğer kızlar ilk başta onlara karşı ılıman tavrından dolayı normal karşılamadılar fakat Zeynep' in sarf ettiği çabanın farkına vardıklarında karşılıksız bırakmadılar.
Artık gitme vaktim gelmişti. Bu sene bir insanın en yalnız haline, benim için mücadele veren insanlara şahit oldum. Kimi zaman tartıştık kimi zaman birbirimize tutunduk ama yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım. Zeynep'e çok şey kattığımı fark ettim bunun yanında Zeynep'in bana öğrettikleri de paha biçilmezdi. Dışarıdan bakıldığında buz gibi duran dağ aslında emek harcanarak çok güzel aşılabilmişti.
Bütün arkadaşlarıma sıkıca sarıldım ve son kez vedalaştım. Belki de yıllar sonra yine hep beraber olabilecektik. Arkamda bıraktığım sıcak dostluklarla dolu limandan ayrılıp koca okyanusta ki başka bir limana yola çıktım.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yazarken karşımızdakinin de bir insan olduğunu unutmayalım. :)